Türkiye’de Finansal Piyasa ve Tarım İşletmelerinin Etkileşimi
Bir ülkenin gelişmiş ve derinleşmiş bir finansal sisteme sahip olması için mevcut bulunan finans kurumlarının tür ve sayı bakımından fazla olması gereklidir. Böyle ekonomilerde atıl fonlar üretime etkin bir şekilde kazandırılabilmekte ve finansman maliyeti baskı altında tutulabilmektedir.1
Ülkemizdeki finansal sistemlerin büyük bir kısmı bankacılık sistemi etrafında şekillenmektedir. Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerde bankacılık sistemi finansal piyasaların %90’lık kısmını oluşturmaktadır. Kalkınmasını sağlamış ülkelerde ise bu oran %40’lara kadar gerilemekte, arada oluşan fark sermaye piyasalarına kaymaktadır.2
Finansal derinleşmenin tarım işletmeleriyle olan etkileşimi tarım ekonomisinin büyümesiyle doğrudan ilgilidir. Bu nedenle tarım işletmelerinin finansal piyasaların tam olarak neresinde yer aldığı ve hangi oranda etkileşim halinde olduklarının ölçülmesi gerekmektedir.
Tarım işletmelerinin %80,7’si 100 dekar ve altında faaliyet göstermektedir (TUİK 2016). Bu istatistiki veriye göre Türkiye’deki tarım işletmelerinin büyük çoğunluğu küçük işletme olup bu işletmeler sınırlı kaynaklarla üretim yapabilmektedir. Bu tip işletmelerde sermaye miktarı düşük düzeylerde kalmaktadır.
Sermaye miktarı düşük olan tarımsal işletmelerin gider kalemlerini oluşturan masraflar tüm üretim sezonu boyunca devam etmekteyken gelir elde edilen dönem hasatla birlikte kısa bir dönem içinde gerçekleşmektedir. Bu durumda yabancı kaynak tarım işletmeleri için üretim döneminde zorunlu olmaktadır.
Yabancı kaynak talebi olan tarım işletmelerinin finansal ilişkileri dikkate alındığında işletmeler finans piyasalarında fon talep eden kesim olarak yer almaktadırlar. Tarım işletmeleri kısa vadeli ihtiyaçları için işletme kredileri, uzun vadeli ihtiyaçları ile arsa, arazi, makine ve donanım ihtiyaçları için yatırım kredileri kullanmaktadırlar.
Ülkemizde tarım işletmeleri örgütlenmemiş finansman kaynaklarını da kullanmaktadır. Bireyler arası borçlanma ve tefecilik bu kaynaklar arasında gösterilmektedir. Bireyler arası borçlanma daha çok altın ve dövize endeksli borçlanma olarak yer alırken tefecilikte yüksek faiz ile tarım işletmeleri ağır bir yük altına girmektedirler.
Tarım işletmeleri girdi temininde hasat sonu vadeli ödeme planları ile girdilerin büyük bir kısmını üretim sezonunda finansman gerekmeden temin edebilmektedirler. Girdiler ödeme dönemindeki fiyatlardan bir miktar daha maliyetli olarak sunulmaktadır. Tarım işletmeleri finansal piyasalarda işlem yapmak yerine girdi teminini daha maliyetli bir şekilde firmalardan temin ederek gelir kayıplarına uğramaktadırlar.
Tarım işletmelerinin finansal piyasaları etkin bir şekilde kullanmaları işletmelerin tarımsal faaliyet ile muhasebe işlemlerini planlamalarına kolaylık sağlayarak işletmelerin gelir artışına katkı sağlayacaktır.
1 Demir Y, Öztürk E, Albeni M. Türkiye’de Finansal Piyasalar ile Ekonomik Büyüme İlişkisi. Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi. 2007
2 Oksay S. Finansal Piyasalarda Yeni Yasal Düenlemeler (Re-Regulation) İhtiyacı ve Türk Finans Sistemi. Öneri Dergisi. 2000.