Sürdürülebilirlik Hikayem Nasıl Başladı?

Sürdürülebilirlik Hikayem Nasıl Başladı?


2016 yılında yardım faaliyetleri yürütürken sürdürülebilir kalkınma maçlarına rastladım. Aslında yaptığımız yardım faaliyetlerinin birçok sürdürülebilir kalkınma amacına hizmet ettiğini fark ettim. Daha sonra sürdürülebilir kalkınma amaçlarının nasıl doğduğunu, bu konuda neler yapıldığını, ülkemizdeki ve dünyadaki mevcut durumunu incelemeye başladım. Bu süreçten sonra artık gıda bankacılığı çalışmalarında başlamış bulundum. Doktora seminerimi de bu konu üzerine tamamladım.

Gıda bankacılığı sistemi gıda attığını azaltma eylemine katkı sağlayan önemli bir girişim. Türkiye’de çok yaygın olmamakla birlikte güzel bir şekilde uygulanıyor. Bazı noktalarda geliştirilmesi de gerekiyor.

Gıda atığını azaltmak “açlığa son”, “yoksulluğa son” “İklim Eylemi”, “Sorumlu Üretim ve Tüketim” gibi birçok kalkınma amacına doğrudan hizmet ediyor.

Ülkemiz gündemine “sıfır atık” kavramı son zamanlarda çok hızlı bir şekilde girdi. Şüphesiz Cumhurbaşkanımızın eşi Sayın Emine Erdoğan Hanımefendinin bu projeyi himayelerine almaları projenin hızlı bir şekilde aşama kaydedilmesindeki en büyük etken.

Ancak sıfır atık yaklaşımın ve sürdürülebilir kalkınma amaçlarının ülkemizde yeterince anlaşıldığını düşümnüyorum.

Farklı ölçekte onlarca etkinliğe katılmama rağmen benim bile eksik olduğum noktalar hala mevcut. Çünkü özetle “kirlilik inovasyondan daha hızlı yayılıyor”. 2020 yılında Fransa Strazburg’ta Dünya Demokrasi Forumuna katıldım. Tema çok güzeldi.

- Demokrasi Çevreyi Kurtarabilir mi?

Bu forumda Dünya genelindeki birçok yeşil girişimi, yapılan çalışmaları, örnek projeleri izleme, diğer üye ülkelerin politik düzeyde bu sistemlere nasıl bakıldığını anlama imkanım oldu.

Daha sonra TBMM’de bir komisyondan sürdürülebilirlik çalışmalarına katkı sağlama konusunda bir teklif aldım. Ancak ben bu çalışmaların sivil toplumun da katılımcı olabildiği platformlarda başarılı olacağını düşünüyorum.

Aslında sürdürülebilirlik çalışmaları bireysel, kurumsal ve kamu üçgeni arasında ortak çalışmalarla yol alınabilecek bir yapı. Ancak ülkemizde sürdürülebilir çalışmaları yapılabilecek yeterli ve yetkin iş gücü maalesef oluşmamış durumda.

Bunun nedenini Kamu politikalarının oluşturulmaması, firmaların sürdürülebilirlik çalışmalarını bünyelerine katmaya gerek görmemeleri, ve bireylerin bu çalışmaların ne olduğunu bile yeterince bilmemesi olarak özetleyebiliyorum.

Bu nedenle ben de sivil toplum çatısı altında yaptığım çalışmalara ek olarak sürdürülebilirlik alanında kendimi geliştirmeye, daha çok insana ilham olmaya, firmalara sürdürülebilirlik çalışmaları altında danışmanlık vererek çevreye ve doğaya daha fazla katkı sunmaya karar verdim.

Bu kapsamda Sürdürülebilirlik ajandama önemli bir eğitim seti daha ekledim.

İsveç Lund Üniversitesi bünyesinde 5 haftalık “Work For a Sustainable Future; Concepts and Approaches” eğitimini başarıyla tamamladım.

Bu eğitimlerde alanında uzman 11 profesyoneli dinleme imkanı yakaladım.

Genel başlıklarla;

Sürdürülebilirlik, Sürdürülebilir Kalkınma, Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri, Alternatif Gelecekler Üzerine Vizyonlar, Sistem Düşüncesi, Tasarım Odaklı Düşünme, Dönüştürücü Yönetişim ve Politika Çerçeveleri, Döngüsel Ekonomi, İnovasyon, Zayıf ve Güçlü Sürdürülebilirlik, Sosyal İnovasyon, Biyolojik Çeşitlilik, Sürdürülebilirlik için Yapay Zeka, Coğrafi Veritabanı ve veri bilimi konularında zengin bir veri setini öğrenmiş oldum.

Daha kapsayıcı, daha ileri düzeyde eğitimler için hazırım.

Sürdürülebilir bir gelecek için her gün bir adım daha atacağımı buradan taahhüt ediyorum.

Yorum Gönder

Güvenlik Kodu 19 + 2 = ?
Bu site, Bulut Web Site Web Tasarım Sistemi kullanmaktadır.
Şimdi Ara Canlı Yardım